24 Mayıs 2016 Salı

Merhaba Arkadaşlar, bu Blogger hesabımı açmamın  amacı Van veye diğer uzak şehirlerden Kütahya'ya okumak için gelecek arkadaşlara yardım etmek ve bir nevi onlara  tercüman olmaktır. Bu bloğumda onlara bu şehirdeki ulaşımından tutup da kalacak yerlerine kadar bilgi vermeyi  amaçladım.Bunu yapar iken de kendi hayatımdan bilgilere başvurdum.

Lisans eğitimine başlayacak arkadaşlar genelde nereyi tercih ettiklerini ve bu tercih ettikleri yerin nasıl bir yer olduğunu bilmiyorlar.Ben de Kütahya Dumlupınar Üniversitesini tercih ettiğimde nasıl bir yer olduğunu bilmiyordum o yüzden baya sıkıntı yaşadım.Şimdi ise benden sonra tercih yapacak arkadaşların benim gibi sıkıntı yaşamamaları için veya  Kütahya'yı tercih etmek isteyen arkadaşların niye tercih etmeleri gerekir şeklindeki sorulara cevap vermek için bu işe başvurdum.Ben Van'ın Erciş'liyim , Erciş'te  doğdum orada büyüdüm, hayatımın   büyük bir bölümünü orada geçirdim.Yalnız son iki yıldır evimden , ailemden , sevdiklerimden uzak bir yerde yaşamak zorunda kaldım.Hayatımda ilk defa evimden,ailemden,sevdiklerimden ayrı bir şehirde,bambaşka bir yerde yaşıyorum.Bu gerçekten güzel bir duygu değil alıştığın ne varsa hepsi değişiyor.Omuzlarına sorumluluk yükü biniyor,eski hayatını bir yandan özlerken öte yandan yeni hayata alışmaya çalışıyorsun.Hayatın garip olduğunu , hiçbir şeyin hayal ettiğin gibi gitmediğini gördüğünde hayallerin yıkılıp gider.Ancak tüm bu olumsuzluklar insanın hayatına beraberinde  olumlu sonuçları da getirir.Tek başına yaşamayı,kendin hakkında fikir sahibi olmayı ,kendi kararlarını kendin vermeyi ve elinde olan şeylerin değerini bilmeyi öğretir.Yani insanı ayakta tutan ne varsa onları öğretir.

Eğitim , okula gelip de'2+2=4'veya 'ya da' bağlacı ayrı yazılır şeklinde teori bilgileri öğrenmek değildir.Eğitim, bireyin ahlaklı,erdemli ve kendine yakışacak davranışları sergilemeyi öğrenmektir.Topluma faydalı olmayı,insanlara yardım etmeyi , insana değer vermeyi öğrenmektir.Yani eğitim insan olmak demektir,tam hakkıyla insan olmak..Eğitim ve Öğretimin amacı bu olmalıdır. Kütahya'yı anlatmaya geçmeden önce Lisans Eğitimine başlayacak olan arkadaşlara ilk ve en büyük uyarım şudur : Sizin amacınız buraya gelip de sadece dersleri geçmek olmasın , eğitim kavramının hakkını vermek olsun.Üniversite biter , dersleri geçersin ama 2 yılda ama 4 yılda ama 5 yılda o kesin biter önemli olan Üniversiteyi bitirdikten sonra buradan dört dörtlük bir donanım ve bilgiyle çıkıp kendi hayatınıza ve başka insanların hayatına güzelce bir yön vermek olsun..Çünkü yeni nesil sizsiniz , ülkeyi gelecekte ayakta tutacak insanlar sizsiniz ,bunun bilincinde olup o şekilde kendinize yön çiziniz. Şimdi Kütahya'yı anlatmaya başlayalım.


      Van ile Kütahya Arasındaki Ulaşım

      Yukarıda da bahsettiğim gibi ben Vanlıyım Kütahya da okuyorum.Van ile Kütahya arası mesafe 1546 km'dir. Otobüsle yaklaşık 21 saat sürmektedir. Otobüs Kütahya'ya aktarmalı gelir,Eskişehir'de inip başka bir firmayla buraya gelinir. Otobüsün izlediği iki tane güzergah vardır :
1) Van-Ağrı-Erzurum-Erzincan-Sivas-Yozgat-Kırıkkale-Ankara-Eskişehir-Kütahya
2)Van-Siirt-Diyarbakır-Şanlıurfa-Gaziantep-Adana-Konya-Afyonkarahisar-Kütahya
Yol güzergahı bu şekildedir.
Uçakla gelmeyi tercih edecek kişiler ise önce Van merkeze gidip oradan Ankara'ya uçak bileti almaları gerekir. Ankara'ya geldiklerinde dilerseniz Yüksek Hızlı Tren ile dilerseniz de otobüs ile Kütahya'ya gelebilirsiniz.Otobüs ile 4.saat 30 dakika, hızlı tren ise 3 saatte Kütahya'ya varır.Van ile Kütahya arasındaki ulaşım bu şekildedir.

Kütahya'nın şehir içindeki ulaşımı ise şu şekildedir :
  •  Otogardan Merkez Kampüse = 7A
  • Merkez Kampüsten Zafertepe mahallesine  yani kız ve erkek yurtlarının bulunduğu yere = A1
  • KYK yurtlarından merkeze =  A1 , 2, 4, 5, 6.
  • Merkezden Kampüse= A1 ,7, 7A, 7B
  • KYK (Zafertepe) yurtlarından otogara =27 
  • KYK(Zafertepe) yurtlarından tren garına = 6 numaralı hatlar aktiftir.
Öğrencinin okula giderken ve okuldan dönerken ödediği ücret toplamda : 2.70TL'dir.

Kütahya'da kalınacak yerler :

  • Kütahya Yesevi Erkek Öğrenci Yurdu(Afyon yolu üzeri)
  • Emine Gülbahar Hatun Kız Öğrenci Yurdu(Yesevi erkek yurdu karşısı)
  • Dokuzlar Apart Kyk kız Öğrenci Yurdu(Merkez Kampüs içi)
  • Kütahya Suit Kız Öğrenci Yurdu(Merkez)
  • Devlet Hatun Kız Öğrenci Yurdu(Toki , Akkent Mahallesi)            

Yukarıda saydığım yurtların hepsi devlet yurtlarıdır. Kyk Erkek Yurdu ile Emine Gülbahar Hatun yurdunun merkez kampüse uzaklığı dolmuşla A1 hattıyla 45 dk sürer. Dokuzlar apart zaten Kampüsün içinde yer alır yürüme mesafe ile okula gidilir. Suit kız yurdundan merkez kampüse 20 dakika da varılır.A1 ,7 ,7A,7B hatları ile okula gidilir.

 Bu yurtlarda günde iki öğün yemek verilir.Sabah Kahvaltısı ile Akşam yemeği. Devlet yurdu olduğu için sabah kahvaltısına 3TL ,akşam yemeğine  ise 6 TL olmak üzere toplamda 9 TL yemek fişini devlet karşılar eğer bu limit geçilecek olursa öğrenci kendi cebinden para katar. Öğle yemeğini ise genelde hafta içinde okulda Bedesten adıyla anılan yemekhane de 2TL karşılığında yenilir.Diğer zamanlarda ise öğrenci
merkezde ya da diğer şekillerde yemek ihtiyacını karşılayabilir.Devlet Yurtlarında kalma ücreti ise 140TL'dir.
Devlet yurtları haricinde kalınabilecek bir sürü özel ev apart ve yurtlar mevcuttur.Bunların fiyatları bulundukları yerler göre değişir.Merkezdekiler genelde daha pahalı olur merkez dışındakiler ise merkeze nazaran daha düşük fiyatlıdır.









                              KÜTAHYA'NIN  GÜZELLİKLERİ




VAZO


DUMLUPINAR ŞEHİTLİĞİ
                                                                                                                                                                                                                                                                                                             




















 






ZAFERTEPE ANITI
                                                                                                                                                             

                                                                         
                                                                                                                                                                                                                                         













                                                                     
FRİG VADİSİ

KÜTAHYA AİZANOİ  





23 Mayıs 2016 Pazartesi


                      VAN'IN DOĞAL GÜZELLİKLERİ




VAN AKDAMAR ADASI

VAN GÖLÜ

   

VAN KALESİ




VAN MURADİYE ŞEYTAN KÖPRÜSÜ
  


MURADİYE ŞELALESİ





VAN HOŞAP KALESİ






VAN KEDİSİ



















AKDAMAR KLİSESİ
KÜTAHYA


Kütahya (Latince , Cotyaeum), İçbatı Anadolu Bölümü'nde merkezi şehirdir.Eski kaynaklara, sikke ve yazıtlara göre Kütahya’nın antik dönemdeki adı “Kotiaeion” (Cotiaeion)'dur. Ünlü Antik Çağ coğrafyacısı Strabon bu adın, “Kotys’in Kenti” anlamına geldiğini belirtmektedir. Kotys, Trakya’da yaşayan Odrisler’den olup, Romalılar’ın M.S. 38’de Anadolu’ya gönderdiği bir komutanın adıdır. Kütahya Müzesi’nde bulunan bir sikkede bu ad “Koti” olarak geçmektedir. Kütahya adı, eskisine benzetilerek Türkler tarafından verilmiştir . Kent'in günümüzde ki belli başlı görülmesi gerekli yerleri Kütahya Kalesi, Cumhuriyet Caddesi (Yeni adı Sevgi Yolu) kentin merkezinde bulunan simgesi haline gelmiş çiniden yapılmış olan Vazo ve tarihi Germiyan Sokağı, Saat Kulesi, Zafertepe Anıtı, Tarihi Hükümet Konağı (şu an Adliye olarak kullanılmaktadır), Frig Vadileridir.

Kütahya'nın Tarihçesi
Kuruluş tarihi kesin olarak tespit edilememekle beraber, tarihi MÖ 3000 yıllarına uzanmaktadır. Eski kaynaklara göre, Kütahya'nın antik çağlardaki adı Kotiaeon, Cotiaeum ve Koti şeklinde geçmektedir. İl topraklarına yerleşen en eski halk Friglerdir. MÖ 1200lerde Anadolu'ya gelen FriglerHitit İmparatorluğunun topraklarına girdiler ve bir devlet olarak örgütlendiler. MÖ 676'da KimmerlerFrigya Kralı III. Midas'ı bozguna uğratarak Kütahya ve çevresine egemen olmuşlardır.
1071'de Malazgirt Meydan Muharebesi'nde Alp Arslan'a yenilen Bizans İmparatoru Romanus Diogenes tutsaklık dönüşü Kütahya'ya getirildi ve gözleri kör edildi.1078'de Anadolu Selçuklu Devletini kuran Kutalmışoğlu Süleyman Şah Kütahya'yı da ele geçirdi. 1097'de Haçlıların saldırısına uğradı. II. Kılıç Arslan kaybedilen topraklarla birlikte Kütahya'yı geri aldı. 1277'de II. Gıyaseddin Keyhüsrev Kütahya yöresini Germiyanoğlu Süleyman Şah kızı Devlet Hatun'u Osmanlı Sultanı I. Murat'ın oğlu Yıldırım Bayezid'a verdi. (1381Germiyanoğulları Beyliğinin toprakları Devlet Hatun'un çeyizi olarak Osmanlılara verildi. (Kütahya ve çevresi dahil) 1402 Ankara Savaşında, Bayezid'i ağır bir yenilgiye uğratan Timur, Kütahya'yı alarak II. Yakup Bey'e geri verdi. Kütahya daha sonra Osmanlılara geçti ve Sancak Merkezi olmuştur.

Osmanlılar zamanında Kütahya

1381'de Kütahya ve yöresinin Osmanlılar'a çeyiz olarak verilmesiyle Yıldırım Bayezid burada vali olarak görev aldı. I. Murad Kosova Seferi'ne giderken, Anadolu'nun muhafazası için çeşitli yerlere valiler tayin ederken; Bayezid'in yerine de Sarı Timurtaş Paşa'yı tayin etti. Kütahya, Yıldırım Bayezid'in Rumeli'ye geçtiği sırada 1391 senesinde Karamanoğulları tarafından istila edildiyse de YıldırımGelibolu'dan geri dönüşünde Karamanoğulları'nı uzaklaştırdı.1402'de Ankara Savaşı'ndan sonraTimurlenk tarafından Germiyanoğlu II. Yakub Bey'e iade edilen topraklar II. Yakub Bey'in vefatına kadar Germiyanoğulları'nda kaldı. 1428'de II. Yakub Bey'in vasiyetiyle Kütahya ve tüm Germiyanoğulları toprakları nihai olarak Osmanlılar'a geçmiş ve valiliğine de Umur Bey'in oğlu Osman Çelebi tayin edilmiştir.

19. yüzyılın ikinci yarısından sonra

Kütahya 1867'de Hüdavendigar Vilayetine bağlı bir sancak merkezi iken, II. Meşrutiyetten sonra bağımsız bir sancak oldu. Milli Mücadele yıllarında, Ocak 1921'deÇerkez Ethem düzenli ordu çatışmasına sahne olan Kütahya, 17 Temmuz 1921'de Kütahya-Eskişehir Muharebelerinde TBMM Batı Cephesi ordusunun yenilmesi üzerine Yunanların işgaline uğradı. Büyük Taarruz'a kadar işgal altında kalan Kütahya, 30 Ağustos 1922'de kurtuldu. Kütahya 8 Ekim 1923'de Vilayet durumuna getirilmiştir.
Kütahya'da yaşamış olan milletler ve devletler şunlardır:
  • Hititler
  • Frigler
  • Persler
  • Makedonyalılar
  • Romalılar
  • Doğu Roma İmparatorluğu
  • Anadolu Selçuklu Devleti
  • Germiyanoğulları Beyliği
  • Osmanlı İmparatorluğu


Kültür ve Gelenekler

  • Doğu ve sünnet geleneği
  • Kurban Bayramı geleneği
  • Kızlara dünür gelmesi
  • Düğün gelenekleri
  • Kırklar Sultan: Şehir merkezinde Kırklar Tepesi denilen mevkiide yemek yapılır. Adağı olan kişi bir gün önceden gelip Sultanbağı soğuk çeşme bahçesine çadır kurar. Bir koyun kesilir, ciğeri olduğu gibi kuşlar yesin diye ağaca asılır. Koyunun geri kalan etleri pişirilir, kemiklerinden ayrılır, etin suyuyla da ayrıca "Tutmaç Çorbası" adı verilen naneli bir çorba pişirilir. Kırklarda aş olduğunu duyanlar buraya gelir, mevlid okunur, mevlidden sonra kabını alan herkes çorbadan alır. Gelenler ufak maltızlarını yakarak çay demlerler, kahvaltılıklarla beraber çaylar içilir. Yemekten sonra orada bulunan ceviz ağaçlarına salıncaklar kurulur, ip atlanır top oynanır; büyükler sohbet eder. Bu gelenek yılda bir defa yapılır.
  • Hıdırellez ve Gavur küfürü: Kütahya'nın Fethi 6 mayıs günü olduğu için hıdırellez aynı gün kutlanır ve aynı gün ayrıca "gavur küfürü" yapılır. "Gavur küfürü" geleneği Hıristiyanların Paskalya kutlamalarına karşı yapılan bir gelenek olup günümüzde kaybolmuşken hıdırellez ve Kütahya'nın Fethi kutlamaları her yıl 6 Mayıs günü yapılır.

Kütahya'nın Yemekleri

  • Kütahya'nın yemek kültürünün temelini buğday ürünleri, hamurlular ve süt ürünleri oluşturur.

Börek ve mantılar:Tereyağlı-yoğurtlu cimcik, kıymalı sini mantısı, tereyağlı-yoğurtlu kaçamak, tereyağlı peynirli cevizli belirgat, haşhaşlı gözleme, suda haşlama mantı, mercimekli mantı, kulak aşı, mercimekli tosunum, tepside haşhaşlı katmer, kıymalı-peynirli-ıspanaklı şibit, sodalı hamursuz, Kütahya höşmerimi, şibitli tavuk tiridi, papatesli dolamber böreği, namaz lokması, Gökçimen hamursuzu, tahinli çörek, kıymalı su böreği, sarma hamur dolması, cevizli gelin çöreği.

ÇorbalarSıkıcık, miyane, oğmaç, yoğurt çevirme çorbası (düğün çorbası), kızılcık tarhanası, tutmaç, tarhana, tekke, çene çarpan ve paça çorbası.

Dolmalar ve sarmalar : lıbada (labada) dolması, etli yaprak sarma, zeytinyağlı soğan dolması, etli lahana sarması.

Et yemekleri: Göveç (güveç), Kütahya usulü kavurma, küp eti, kuzu kaburga kebabı.

Tatlılar: Hekmane erik hoşafı, güllaç, kaymak baklavası, Kütahya usulü höşmerim, pelûze, çekme helva, yufka tatlısı, su muhallebisi, gelincik şurubu (şerbeti).


Kütahya'da Çinicilik

Kütahya'da ilk çini örnekleri 14. yüzyılın sonlarında görülmeye başlanırken çinide asıl ilerleme İznik'in çini sanatının zirvesinde olduğu 16. yüzyılın ikinci yarısından sonra başlar. Özellikle İstanbul'un çini ihtiyacını karşılamak için Kütahya'da çini atölyeleri kurulmuş, Osmanlı'nın gerileme dönemiyle beraber İznik'te çinicilik de aynı hızda gerilemeye başlamıştır. 18. yüzyılda çinicilik sanatının İznik'te tamamen kaybolmasıyla Kütahya bu alanda faaliyet gösteren tek yer olmuştur. Osmanlı'da çiniciliğin en güzel ve son örnekleri Hafız Mehmed Emin Efendi'nin elinden çıkmıştır.
Kütahya'da Eğitim
Kütahya'da bulunan Dumlupınar Üniversitesi fiziki yapı ve büyüklüğü bakımından ülkemizin en önde gelen üniversitelerinden biridir.
Dumlupınar Üniversitesi, Kütahya il merkezinde: Evliya Çelebi ve Germiyan Kampüsü olmak üzere iki kampüse, 10 ilçede de ayrı bina ve kampüs alanlarına sahiptir.
Evliya Çelebi Kampüsü, 7500 dekarın üzerinde(7.887.684 m2) bir alana sahiptir.

Kütahya'nın Coğrafyası
Kütahya, Yellice Dağı'nın (eski adı Acemdağı) kuzey eteğinde, Kütahya Ovası'nın güney kenarında kurulmuştur. Bah'tan gelen Katar Suyu, ovanın ortasından geçer ve şehrin 3 km kuzeybatısında olabilir. Sakarya Nehri'nin büyük bir kolu olan Porsuk Çayı'na katılır. Şehir, ovadan başlayarak, güneye doğru yükselen bir yerde kurulmuştur. AlayuntBalıkesir demiryolu istasyonunda yüksekliği 935 m olan yer, çarşı kesiminde 970 m'ye yükselir. Şehrin, iç kale kalıntılarının bulunduğu Hisar Tepesi'nde yükselti 1000 m'yi aşar. Şehir, bu tepe ile Hıdırlık Tepesi arasından bir dere vadisi boyunca yer alır. Şehrin eski çekirdeği, Hisar Tepesi önündedir ve önemli tarihî anıtlar bu kesimde bulunur. Evler, tepelerin yamacına yaslandığı gibi, özellikle yeni semtler ovaya doğru da yayılır. Yeni semtlerde sokaklar ve caddeler, düz ve geniş eski semtlerde ise dar, taş kaldırımlı ve çok defa da yokuşludur. Kütahya batıda Tavşanlı üzerinden Bursa'ya (Marmara Bölgesi) ve Balıkesir'e, (Ege kıyıları) güneybatıda Çavdarhisar ve Gediz üzerinden Ege Bölgesi'ne güneydoğuda Afyon üzerinden Konya'ya ve Akdeniz kıyılarına, kuzeydoğuda Eskişehir ve Bilecik yörelerine bağlanır. Bu durumu şehrin, Osmanlılar devrinde canlı bir konak yeri ve önemli bir yönetim merkezi seçilmesine sebep olmuştur. 19. yüzyıl sonlarında Anadolu demiryolları yapılırken, Kütahya doğrudan doğruya bu yol üzerinde yer almadı, kısa bir şube hattıyla ana hatta bağlandı. Cumhuriyet devrinde demiryolunun Balıkesir'e uzatılması, şehrin canlılığını arttırdı. Burada bulunan tuğla ve kiremit ocakları ile un fabrikasına, Cumhuriyet devrinde şeker fabrikası (1954) ve azot fabrikası (1961), genişletme (1966 ) katıldı, çinicilik yeniden canlandırılmıştır.

Kütahya'nın Nüfusu
Şehrin nüfusu 2013 yılına göre 249.558'dir.1927'de 17.000 olan nüfusu, 1990'da 131.000'e, 2000'de 167.000'e, 2008'de 213.000'e 2010'da 235.000'e çıkmış, 2014'te 228.000'e gerilemiştir.

Kütahya Kalesi: Çevresi yaklaşık 3.500 m'dir. Yetmiş burcu vardır. Kale, üç bölümden meydana gelir. İç hisar, yukarı ve aşağı kalelerden sonra yapılmıştır. Asıl kalenin eteğindedir. İç hisara iki kapıdan geçilerek girilir. Yukarı kale (bir adı da Asıl kale) doğusunda iki kapı vardır. Biri yıkık durumdadır. İç kale, Yukarı kalenin içinde ve batısındadır. Burada bir mescid, iki ambar, sarnıçlar, muhafız daireleri ve askerî koğuşlar vardı ve çevresi 800 m kadardı. Evliya Çelebi kalenin bir ara hapishane olarak kullanıldığını yazar.

Kütahya'daki Müzeler:
  • Kütahya Arkeoloji Müzesi
  • Kossuth Evi Müzesi
  • Çini Müzesi
  • Dumlupınar Kurtuluş Savaşı Müzesi
  • Dumlupınar Atatürk Evi Müzesi
  • Jeoloji Müzesi
  • Evliya Çelebi Müzesi
  • Kent Tarihi Müzesi
  • Tugay Anadolu Kültür, Sanat Ve Arkeoloji Müzesi
Kaynak : Vikipedi


19 Mayıs 2016 Perşembe

VAN KAHVALTISI


Van kahvaltı sofrasının öncelikli özelliği yiyeceklerin tamamen doğal ürünlerden oluşmasıdır. Kahvaltı sofrası; hakiki Van balı, yoğurt kaymağı, sütkaymağı, yayık tereyağı, cacık, otlu peynir, örme peynir, beyaz peynir, kavurmalı-sucuklu yumurta, zeytin, murtuğa, kavut, gencirundan meydana gelir. Günümüzde Van’da 60’a yakın Van Kahvaltı Sofrası bulunmaktadır. Semaver Çayı Eşliğinde Doyumsuz Bir Sofra Kahvaltı malzemeleri özel yöntemlerle hazırlanan ve taş fırınlarda pişirilen lavaş ekmeği ve Van çöreği ile sunulur. Van kahvaltısının olmazsa olmazı taze demlenmiş nefis semaver çayıdır. Semaver çayının yanında yöredeki otlarla beslenen keçi ve koyun sütü de diğer içecek tercihleri arasındadır. Van’a Has Kahvaltı Kültürü Van kahvaltı salonlarında, pastane ve lokanta ürünleri satılmaz. Hiçbir kahvaltı salonu menüsünde ve işletme şeklinde değişiklik yapmamıştır.Kahvaltı salonları genelde Van’ın ara sokaklarında bulunur. Gün ışığı ile açılır ve gün batarken kapanır. Van Kahvaltısında yaz aylarında menüye yoğurt, cacık, piyaz, kış aylarında ise bal-pekmez ve tahin ilave edilir.

Van Kahvaltısının Fİyatı:
  • Tek Kişilik Van Kahvaltısı : 20 TL
  • İki Kişilik Van Kahvaltısı :  35 TL
  • Üç Kişilik Van Kahvaltısı : 50 TL
  • Dört Kişilik Van Kahvaltısı :70 TL
Van Kahvaltı sofrasında neler olur? 
  •  Otlu peynir : Yapımında koyun sütü kullanılan bu peynir yaklaşık 20 çeşit ot içerir. Bu otların bazıları yörede heliz, mendo , sirik , düğün çiçeği adıyla bilinir.
  • Murtağa : Tereyağı,un ve yumurtadan oluşan bu yiyecek krepi andırır.Genel olarak bal ve reçelle tüketilir.
  • Kavut : Un haline getirilmiş buğdaydan yağ ile kavrularak bulamaç elde edilmesi ile ortaya çıkar.
  • Van Cacığı : Süzme yoğurt ya da çökelek peynirinin ana malzemesini oluşturduğu cacığın içine doğranmış maydanoz ve dere otunun konulması ile hazır hale gelir.
  • Ceviz : Türkiye'nin dört bir yanında ve dünyada lezzetli ve bir o kadar da sağlıklı bir yemiş olarak tüketilen ceviz içi , Van'da bal ve kaymağın yanında servis edilerek kahvaltı saatlerini tadına doyulmaz hale getiriyor.
  • Ballı Tahin
  • Karakovan Balı ve Kaymak


    Van Kahvaltısının Fotoğrafları




OTLU PEYNİR



MURTAĞA
CACIK
KAVUT

17 Mayıs 2016 Salı

Van'da Gezilecek Yerler

                                                                                                                                                                                 

1) :

    
Halime Hatun Kümbeti
Van'ın Gevaş ilçesinde bulunan Halime Hatun Kümbeti, şehrin görülmesi gereken yapılarından birisidir.Gevaş'ta bulunan Selçuklu mezarlığının yakınında bulunan Halime Hatun Kümbeti'nin tarihi 1335 yılına kadar inmektedir. Melik İzzeddin'in, kızı Halime Hatun için yaptırdığı kümbetin ustası ise Ahlatlı pehlivan oğlu Esed'dir. Onikigen şeklinde yapılan kümbetin üzerinde piramit tarzında külahı vardır. Yapısında ise; düzgün kesme taş kullanılmıştır. Aynı zamanda tüm cephelerde bitkisel, geometrik ve yazılardan oluşan süslemeler bulunur..

Hüsrev Paşa Camii
Mimar Sinan eserlerinden biri olan Hüsrev Paşa Camii, Van'da bulunan Hüsrev Paşa Külliyesi'nin bir parçasıdır. Hüsrev Paşa Camii'nin kitabesindeki bilgiye göre; 1567 yılında Van Beylerbeyi olan Köse Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mimar Sinan'ın eserlerinden biri olan caminin yapımında; kesme taş, tromp ve tuğla kullanılmıştır. 
Aynı zamanda iç mekanda bulunan çiniler hala göz doldurmaya devam etmektedir. İç mekanda dikkat çeken diğer bir detay ise; kıble duvarının ortasında bulunan mihrap. Hüsrev Paşa Camii'nde kazı ve restorasyon çalışmaları da yapılmıştır.

Şeytan Köprüsü

Van'da bulunan Bendi Mahi Çayı üzerinde yer alan Şeytan Köprüsü, büyüleyici bir yapıya sahiptir. 
Şehrin zengin tarihinin izlerini taşıyan Şeytan Köprüsü'nün ne zaman yapıldığı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Fakat XIII. yüzyılda İlhanlı Hükümdarları tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir. Bunun sebebi ise; İlhanlı Hükümdarlarının bu bölgeyi Tebriz'den gidiş gelişler için kullanıyor olmaları. Muradiye ilçesinde bulunan Şeytan Köprüsü, iki kaya üzerinde kurulmuştur ve hala sağlamlığını korumakta ve kullanılmaktadır. İki taş arasında suların hızlı bir şekilde akması, köprüyü daha bir heybetli hala getirmektedir. 


Van Peribacaları









Keşfedilmemiş birçok bölgeye sahip olan Van, Kapadokya'ya rakip çıkabilecek kadar etkileyici peribacalarına sahiptir.Van Peribacaları, volkanik Yiğit Dağı'nın püskürttüğü kayaçların aşınmasıyla meydana gelmiş durumda. Bölge, Başkale ilçesine bağlı olan Yavuzlar Köyü sınırları içerisinde yer alıyor ve "Vanadokya" olarak da adlandırılıyor. 
Kapadokya Peribacaları'nı aratmayan bölgenin çok fazla tanıtımı yapılmadığı için pek bilinmemekte. Fakat buna rağmen geleceğin önemli turizm alanları arasında gösteriliyor.











Van Yedi Kilise, Varagavank Ermeni Manastırı ya da Varak Surp Haç manastırı olarak da bilinmektedir. Vaspurakan'ın en zengin ve en iyi bilinen manastırı ve de Van başpiskoposunun yeri, bugün Van Merkez'e bağlı, Yukarı Bakraçlı köyünde yer alan Ermeni manastırıdır.     
Akdamar Adası








Van gezinizde ilk görmeniz gereken yerler arasındadır Akdamar Adası. Van Gölü'nün en büyük adası olan Akdamar'da Ermeniler tarafından yapılan bir kilise bulunmaktadır. Adanın yüzölçümü 70.000 metrekaredir. Akdamar Adası'nın güzel bir efsanesi vardır. Adanın ismi de bu efsaneden gelmektedir. Hikaye şu şekildedir:
Bir zamanlar Ermeni keşişinin güzeller güzeli bir kızı varmış. Adı Tamara… Adanın yakınlarında çobanlık yapan bir gençle birbirlerine aşık olurlar. Genç çoban her gece Tamara'yla buluşmak için adaya yüzermiş. Tamara ise yerini belli etmek için fener yakarmış. Bir gün kızın babası bu aşkı öğrenmiş ve kızının çobanla nasıl buluştuğunu öğrenmiş. Bir gece yine kızı buluşmaya giderken babası da çıkmış arkasından. Genç çoban yüzerken keşiş elinde fenerle adanın kıyısından sürekli ışık vermiş. Farklı yerlerden ışık vermeye başlayınca genç çoban sürekli yüzerek gücünü yitirmiş. Yorulan çoban dibe çökmeye başlamış. Son sözleri ise Ah Tamara! olmuş. Tamara, sevdiğinin sesini duyunca babasının oyununa geldiklerini anlamış. Kendini atmış göle. İki genç boğularak ölmüş ama bedenleri Van Gölü'nde buluşmuş. Ada adını  bu şekilde almıştır.


Zernek Kalesi    

 Türkiye'nin tarihi değerleri arasında bulunan ve günümüze kadar gelmeyi başarmış olan Zernek Kalesi, Van-Gürpınar'da bulunmaktadır. Bir iç kale özelliği taşıyan Zernek Kalesi'nin doğusunda; bir zamanlar Zernek Beyi'nin ikamet ettiği köşk bulunmaktadır. Kale hakkında kesin bir bilgi bulunmasa da Zernek mirlerinden İbrahim Beyoğlu tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir. Sarp bir kayalık üzerine konuşlanmış olan Zernek Kalesi, Van gezinizde etkileyici duraklarınız arasında olabilir. Kalenin önemli bir kısmı yıkılmış olsa da hala görülmeye değer bir niteliği vardır. Yapımında moloz taş kullanılmış olup; 4 kattan oluşmaktadır.


Van Gölü

Van Deniz olarak adlandırılan Van Gölü, Nemrut Dağı'nın patlaması sonucu oluştuğu varsayılan bir göldür. Tatvan ilçe sınırlarında olup, yüzölçümü 3.713 km2'dir. 
Suyu tuzlu ve sodalıdır. Su seviyesi mevsime bağlı olarak yükselip alçalmaktadır. Gölde; Akdamar, Çarpanak, Kuş ve Adır adaları vardır. Buradaki adalar turistler tarafından ziyaret edilmektedir. Kapalı bir havza olmakla birlikte suları buharlaşma sonucu kaybolmaktadır. Bu durum gölde tuz birikimine neden olmaktadır. Soda üretimi için önemli bir göl durumda olup, akarsu ağızlarında bol miktarda balık yaşamaktadır. Sadece dağlarda eriyen karlar gölü beslemektedir. Van gölü doğal yapısıyla ve adalarıyla gezilecek yerler arasında yer almaktadır.


Ayrıca ;  
Eski Van Şehri: 1. Dünya Savaşı'na dek Ermeni ve Türkler'in bir arada yaşadığı bir yer olan Eski Van Şehri şu an harabe ve kullanılmaz durumda. Ancak burada halen gezip görebileceğiniz tarihi yapılar mevcut. Eski Van Şehir, Van Kalesi'nin güneyinde yer almaktadır.Bunun dışında kaplıcalar da Van'da mevcuttur.Bu kaplıcalar hem dinlenmek hem de şifa bulmak için yararlıdır.Erciş Doğancı Kaplıcası, Çatak Şeyh Cürüh Kaplıcası, Başkale Kelegom Kaplıcası ve Başkale Dereiçi Kaplıcası,Van'ın başlıca kaplıcalarıdır.

Van Müzesi ve Van Kedi Evi :Diğer gezilecek yerlerdir.Özellikle Urartu uygarlığından kalma çok önemli parçaların sergilendiği Van Müzesi Van gezinizde mutlaka uğramanız gereken yerlerden biri. Arkeolojik kalıntıların yanı sıra el yazmaları ve el sanat ürünleri ile eski savaş aletlerinin de sergilendiği Van Müzesi şehir merkezinde bulunmaktadır. Van Kedi Evi ise Van'ın bir diğer simgesidir.. Van Kedilerinin neslini korumak için kurulmuş olan Van Kedi Evi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin kampüsünde yer almaktadır.
Kaynak : van.neredekal.com